EkzeN

12 Eylül 1980 darbesinde neler oldu? Kaç Gün sokağa çıkma yasağı oldu? Neden Darbe oldu?

11.09.2022
331
12 Eylül 1980 darbesinde neler oldu? Kaç Gün sokağa çıkma yasağı oldu? Neden Darbe oldu?

42 Yıl önce Türkiye’de 12 Eylül 1980 darbesi gerçekleşti. Demokrasi tarihimizde ‘kara leke’ olarak anılan darbe sonrası birçok kişi gözaltına alındı ve binlerce insan tutuklanarak cezaevlerine gönderildi. Peki, Darbe ne zaman nasıl yapıldı? Kim yaptı? kimler tutuklandı? Darbenin gerekçesi neydi?

12 Eylül Darbesi veya 1980 İhtilali, resmî isimlendirmeleriyle 12 Eylül 1980 Harekâtı veya Bayrak Harekâtı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin 12 Eylül 1980 günü emir komuta zinciri içinde gerçekleştirdiği askerî darbe. 27 Mayıs Darbesi ve 12 Mart Muhtırası’nın ardından Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Silahlı Kuvvetlerin yönetime karşı gerçekleştirdiği üçüncü ve son başarılı açık müdahaledir.

12 Eylül 1980 gecesi Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından saat 03.00’te TRT, PTT ve diğer iletişim dairelerine el konularak başlayan askerî müdahale; İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Başbakan Süleyman Demirel’in konutu ve diğer hedeflerin de sorunsuz olarak ele geçirilmesiyle saat 04.00’te radyolardan tüm ülkeye duyuruldu. İlk bildiride, “Girişilen harekâtın amacı; ülke bütünlüğünü korumak, millî birlik ve beraberliği sağlamak, muhtemel bir iç savaşı ve kardeş kavgasını önlemek, devlet otoritesini ve varlığını yeniden tesis etmek ve demokratik düzenin işlemesine mâni olan sebepleri ortadan kaldırmaktır.” ifadeleri yer aldı.

Müdahale sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Süleyman Demirel’in başbakan olduğu hükûmetin faaliyetine son verildi, parlamento üyelerinin dokunulmazlığı kaldırıldı, ülkenin her yerinde sıkıyönetim ilan edildi, yurt dışına çıkışlar yasaklandı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren devlet başkanı oldu. Yasama yetkisini kullanmak üzere Kenan Evren başkanlığında kuvvet komutanlarından oluşan Millî Güvenlik Konseyi kuruldu. Siyasi partiler lağvedildi, parti liderleri önce askerî üslerde gözetim altında tutuldu, sonra serbest bırakıldı, bir süre sonra ise bazıları yargılandı. 12 Mart 1971 Muhtırası sonrasında değiştirilen 1961 Anayasası uygulamadan kaldırıldı ve Türkiye siyasetinin yeniden tasarlandığı bir askerî dönem başladı. Anayasa hazırlandı, 7 Kasım 1982 günü halkoyuna sunuldu, %91,37 oy oranı ile 1982 Anayasası ve Kenan Evren’in cumhurbaşkanlığı kabul edildi.

Darbe sonrası; resmî rakamlara göre 650.000 kişi gözaltına alındı, 230.000 kişi askerî mahkemelerce yargılandı, cezaevlerinde ise işkence sonucu 171 kişi olmak üzere yaklaşık 300 kişi hayatını kaybetti, 48 kişi (24 adli suçlu, 15 sol, 8 sağ, 1 ASALA militanı) idam edildi, 1.683.000 kişi ise fişlendi.

12 Eylül 2010’daki referandumda %58 “EVET” oyu çıktı ve 13 Eylül 2010 sabahından itibaren 12 Eylül’ü yapanlar hakkında suç duyurularında bulunulmaya başlandı. Bütün suç duyuruları toplandı ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 7 Nisan 2011 tarihinde ilk soruşturma açıldı. Bu, darbenin üzerinden geçen 31 yıl sonunda açılabilen ilk soruşturmaydı. 4 Nisan 2012 tarihinde darbenin yargılanmasına başlandı. Dava sonucunda Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya, 765 sayılı TCK’nin “Devlet kuvvetleri aleyhine cürümler” başlıklı 146. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldılar. Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya’nın, Kenan Evren’den iki ay sonra, 90 yaşında ölmesiyle Yargıtay aşamasındaki dava düştü, kararlar kesinleşmedi. Yıllar sonra, 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi sonrası; Kenan Evren’in ifadesini alan dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’ya dava açan dönemin Ankara Cumhuriyet Savcısı, açılan davaya ilk bakan hâkimler ve iddia makamında bulunan savcılar, “Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması” kapsamında meslekten ihraç edildiler. Daha sonra bazıları yargılandı ve mahkûm oldu.

Darbenin gerekçeleri ve darbe öncesi olaylar

Siyasi istikrarsızlık
12 Eylül 1980 Askerî Darbesi’nin gerekçeleri arasında, ülkede yaygınlaşan siyasi cinayetler ve 6 Eylül 1980 günü Konya’da Necmettin Erbakan önderliğinde yapılan ve darbe liderlerinin “şeriat amaçlı bir kalkışma girişimi” olarak nitelediği Kudüs Mitingi gösterildi. Konya Mitingi olarak da bilinen bu mitingde topluluk İstiklal Marşı sırasında yerlere oturmuş ve İstiklal Marşı yuhalanmış, “Ezan sesi istiyoruz. Bu marşı söylemiyoruz.” diye bağırılmış, Erbakan ve diğer Millî Selamet Partili kişiler kortej hâlinde Arapça pankartlarla ve ilahilerle yürümüşlerdir. Miting sırasında sürekli şeriat çağrısı yapılmış, devlet protesto edilmiştir. Kenan Evren bu olayı öğrendikten sonra “çok sinirlendiklerini” ifade edip bu mitingi “31 Mart Vakası provası” diye nitelemiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, 22 Mart 1980’de ilk turunu yaptığı cumhurbaşkanlığı seçimini 124 tur oylama yaptığı hâlde darbe gününe kadar sonuçlandıramayarak halkta demokratik yollarla ülkenin düzlüğe çıkamayacağı inancına yol açtı.

Ekonomik sebepler
12 Eylül öncesi dönemin son başbakanı Süleyman Demirel’in, “70 sente muhtacız.” sözü ile özetlenen dış ticaret açığındaki artış ve döviz darboğazı; işsizlik, kıtlık ve iş yeri anlaşmazlıkları ile beraber darbenin ekonomik sebeplerini oluşturdu. 1979’da %70 olan enflasyon, 1980’de artmaya devam etti ve %100’lerde seyrediyordu. Bülent Ecevit hükûmeti döneminde yapılan zamları eleştiren ve, “Bu ekonomik tedbirler vatandaşın kanını emme hareketidir. Ecevit istifa etmelidir.” diyen Başbakan Demirel de birçok ürüne zam yapıyor, ekonomik bunalım artıyordu. 24 Ocak kararlarından sonra gübreye %500-800 arasında, elektriğe %78, İstanbul şehir vapurları yolcu ücretlerine %100, et ve et ürünlerine %100, sakatata %200, lastik fiyatlarına %52 oranında zam yapıldı. Bu zamlar tepki çekti. Muhalefet lideri Ecevit, “Demirel’in rejimi değiştirmeye çalıştığını, işçilerin tepki gösterip haklarını almaları gerektiğini” ifade etti.

Güvenlik sorunları
12 Eylül öncesi ülkede ciddi bir güvenlik sorunu vardı. Yükseköğretim Kurumları, çeşitli ideolojilerin mensupları tarafından art arda basılır ve bu ideoloji mensupları, üniversiteyi boykot etmeleri için öğrencilere baskı uygulardı. Darbe gününden bir gün önceki gazeteler, “Eskişehir’de kahvenin tarandığını ve bir kişinin öldüğünü, Ankara’da ev basan teröristlerin 2 kişiyi öldürdüğünü, Mersin’de sinema kuyruğunun tarandığını ve 4 kişinin öldüğünü; İstanbul, Gaziantep ve Malatya’da birer kişinin öldürüldüğünü; İstanbul’da asılan yüzlerce bombalı pankartı indirmeye çalışan polislerin kollarının koptuğunu, kör olduklarını” yazar.

Dış siyaset etkenleri
NATO’nun güney kanadının en önemli üyelerinden olan Türkiye’nin siyasi ve ekonomik istikrarsızlığı özellikle ABD tarafından gözleniyordu. 1979 yılında meydana gelen İran İslam Devrimi, ardından aynı yıl içinde Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgal etmesi üzerine Türkiye’nin ABD politikaları için istikrarlı hâle gelmesi önem kazandı.